Dünyada son yıllarda meydana gelen siyasal ve toplumsal olayları incelediğimizde görüyoruz ki tüm ülkelerin üzerinde rekabet ettiği iki temel konu var: Enerji kaynakları ve güvenilir gıda tedariki.
Güvenilir ve sağlıklı gıda taleplerini karşılamak ise tarım sektörünün omuzlarına yüklenmiş bir görev. Bu durum tarımsal üretimin önemini her geçen gün artırıyor. Ancak ülkemiz tarımsal üretiminde çok önemli sorunlarla karşılaşıyoruz. Örneğin şehirden köye göçü önlemekte başarılı olamıyoruz. Kırsal nüfusumuzun ortalama yaşı sürekli artıyor. Bir başka ifade ile köylerimizde yaşayan genç nüfus ata topraklarını bırakarak şehirlere göçüyor. Geride kalan yaşlı nüfus kendi imkânları doğrultusunda üretimi devam ettiriyor ettirmesine de, yenilikleri takip etmek ve güncel teknikleri üretime aktarmak konusunda çağın gerisinde kalıyor. Oysa bu sorunları aşmış, üretici nüfusu genç ve dinamik olan ülkeler gerek üretim miktarı ve gerekse üretim kalitesi ile öne çıkıyor ve rekabette avantajlı duruma geçiyor.
Bu anlattığım sorunları Mustafakemalpaşa ilçemizde de gözlemlemek mümkün. Kırsal mahallelerimize gittiğimizde gençlere rastlayamıyoruz. Hatta köylerinden çıkıp, üniversitelerde tarımsal öğrenim gören ziraat mühendisi ve veteriner hekim kardeşlerimizin bile köylerine geri dönmediğini görüyoruz.
Miras ve mülkiyet hukuku, tarımla geçinen nüfusun sosyal güvence sorunları, arazilerin çok parçalı olması, tarımsal destekleme politikaları gibi tarımın yapısal sorunlarını sonraki yazılarımızda değerlendirmek üzere şimdilik bir kenara bırakarak bu yazımda bugünün çocukları ve gençlerine tarımı nasıl sevdirebiliriz sorusuna cevap arayacağım.
Malum önümüzde yerel yönetimlerimizi oluşturacağımız seçimler var. Parti gözetmeksizin tüm belediye başkanı adaylarının dikkatine sunmak istediğim bir önerim var:
Belediyemizin, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü koordinasyonunda bir proje hazırlayarak, makul ölçülerde bir sera tesis ettiğini düşünelim. Bu sıradan bir sera olmasın tabi... İçerisinde topraksız tarım yapılan, otomasyon sistemleri kullanılan, temiz güneş enerjisiyle ısıtılan, içerisinde ilçemiz iklimine uygun sebze ve meyve türleri yetiştirilen modern bir seradan bahsediyorum. İlçemiz öğrencileri, belirli periyotlarla bu serada uygulamalı tarım dersleri alsa, üretim süreçlerine bizzat şahitlik etse, dijital sistemlerin tarımda nasıl kullanıldığını öğrense, modern tarım tekniklerinin üretimi nasıl yükselttiğini incelese; sizce bu gençler tarımı sevmez mi?
Bence böyle bir eğitim alacak öğrencilerin arasından kesinlikle yarının Tarım Mühendisleri yetişecek, çocuklarımız tarımsal üretimi sevecek ve en önemlisi tarımın para kazanmak için de akıllıca bir seçenek olacağını fark edeceklerdir. Tersine göç ancak bu şekilde gerçekleşebilir diye düşünüyorum.
Bu vesileyle tüm öğrencilerimize derslerinde başarılar dilerim. Sağlıklı ve huzurlu günleriniz olsun…